Sadece yarınlarımı yanıma alıp gidiyorum. Geçmişi bırakamaya çalışıyorum, bırakamıyorum. Elimde olsa bırakacağım onuda. Anılarımdan uzaklaşmayı başarabiliyorum ama. Beni üzen şeyler çok oldu. Onları yaşadığım yerler, bana onları hatırlatan eşyalar var. Başımı yasladığım omuzları bırakıp arabanın soğuk camına yaslanıyorum. Gözlerim dalıyor uzaklara. Belki uzaklaşırsam buharlaşır anılarımda ...
18 Mart 2012 Pazar
Susuyorum. Giden hiç kimse geri gelmedi. Seveceğim diyen kimse sevmedi. Susarasam belki bastırılır duygularım. Konuşunca çözülmeyen sorunlar, Susunca bağlarını çözer kalbimin.
15 Mart 2012 Perşembe
Her zamankinden daha fazla önem vermişti kadın güzelliğine. Günler öncesinden yeni kıyafetler almıştı o gün için. Sabah erken kalkıp duşa girmişti. Hiç adeti olmadığı halde makyaj yapmıştı yüzüne. Çünkü günden güne sarardığını, solgunlaştığını düşünüyordu. Bir kaç tane aşk filmi izlemişti. Akşam saat 8 sularında kıyafetlerini geçirdi üzerine. Kendini sokağa attı. Arabasına bindi,derin bir nefes aldı ve arabayı çalıştırdı. İşte gidiyordu, çok uzağa değil belki ama gitmek eylemini gerçekleştirmek istiyordu. Yol üstünde farkettiği şık bir restorana girmişti. Etraf loştu ve ağaçlar vardı her tarafta. Cam kenarında bir masa seçti kendine. Kırmızı şarap istemişti garsondan. Sarhoş olmayacağına dair söz vermişti kendine. Masadan kalkarken son yudumunu bırakmıştı kadın. Hiç bir şeyi tamamlayamadım zaten o da yarım kalmalı diye düşündü.
Her gece oturup odamda Sarıyorum yaralarımı Ve yeniden topluyorum kendimi Fakat her allahın günü Sanki çamurdanmışım gibi Paramparça ediyor bu şehir beni
Hep söylerdin hayat dediğin Uzun ince bir yol diye Artık ben yolumuda kaybettim Kendimi de
Düşüyorum durmadan dipsiz kuyularda Uyansam uyansam ve haykırsam Yalan yalan Gördüğüm bildiğim her şey yalan
Her gece oturup odamda Soruyorum kendime Bu hayattan ne istiyorum diye Ama her allahın günü Karışıyor her şey birbirine Dönüp duruyorum yok yere
