30 Haziran 2012 Cumartesi


İnsan korkaktır.
Kaçar umutsuzca,
Her şeyinden, geçmişinden.
İnsan, endişelidir.
Koşmaktan korkar,
Başına bir şey gelmesinden korkar,
Emeklemeyi seçer her zaman.
İnsan,
Hüznün ta kendisidir.
Mutlu olmaya meyilli olan,
Mecali olmayan.

http://www.rainymood.com/
http://www.forestmood.com/
http://fizy.com/#s/16qck3

Aynı anda açman gerektiğini biliyorsundur herhalde.

29 Haziran 2012 Cuma

Belki beni tanımak istersin.


     Edebi bi yazı değil bu, bu benim.
19 Kasımda bu dünyada her şeyden çok sevdiğim, en değerlim babaannemi kaybettim. Hiç bi zaman onun yokluğunu hafifletecek bi şeyler bulamadım. Bi hafta kendime gelemedim. Okulda sinir krizi geçirdim. Özel izin verildi okula gitmedim. 
    Çocukluk arkadaşımı kaybettim ardından. Bi sene içinde kaybettiğim ikinci kişi oldu. İyice boşluğa düştüm. Diğer dallara tutunmaya çalıştım. Beni seven insanlarla daha fazla vakit geçirmeye başladım.
    Tam atlatacaktım bu durumu,
    Yine aynı şey oldu ...
Bi arkadaşım daha ayrıldı dünyadan. Bu sefer kendime gelemedim. Lanetlenmiş gibi hissediyordum kendimi. Böyle bi durumda herkesin benim yanımda olması, bana destek vermesi gerekmiyor muydu ? Peki neden kimsem yok benim ? En yakın arkadaşlarım bile beni yalnız bırakmışken. 




 Gitmek bu kadar zordu demek.
Hızlı adımlarla uzaklaşıyorsun insanlardan, hatıralardan, nesnelerden. Gitmek bu kadar zordu, her şey dün gibi aklındayken. Kalbinin emekler gibi değil, koşar gibi hareket etmesini istiyorsun. Koşsun, uzaklaşabilsin hatıralardan. Senden, benden, bizden, her şeyden, herkesten.
  Gitmek bu kadar zordu demek.
Sen hala benden gitmemişken.

18 Haziran 2012 Pazartesi

Yaşadığın memleketin adını verdim kendime, sen oralı bile değilsin.. 
 Kazım Baran Yılmaz

14 Haziran 2012 Perşembe






Başına gelen en güzel şey, nasıl oluyor da birden en kötü şey olabiliyor ?
İnsanın o içinde sakladığı kalbi, göğüs kafesinin ardında adeta hapiste gibi olan, bütün kötülüklerden saklanmaya çalışan kalbi nasıl oluyor da bu kadar yara alabiliyor. Nasıl bir cinayettir bu ? Nasıl bu kadar kusursuz olabiliyor ? Dokunmadan acı çektirerek, işkence yaparak öldürebiliyor bazı insanlar. Arkasında hiç delil bırakmadan koşarak uzaklaşıyor. Kalp ölünce, sevmeyi de unutuyor. Kalp unutur da sevmeyi, beden çıkaramaz ki aklından katili. Ölüler konuşmaz, sevemez, hissedemez. Ben hissediyorum her acı çekerek çırpınışımda seni, içimde bir yerlerde her bir zerreni ...


13 Haziran 2012 Çarşamba

Gidenin arkasından konuşulmaz, günahtır.
Giden, ölen taraftır çünkü.
Gidenin arkasından ağlanır evet bunun için günah yazmaz tanrı.
Bazı insanlar ağlayamaz.
Gözyaşlarını mıhlar gözlerine.
Asılı kalır gözyaşları, tıpkı düşünceler gibi içinde.
Kaç sonbahar daha tutacağım bu yası kalbimde.
Sana dön demeyeceğim.
Bir gün sur üflenecek,
İçimde ki kıyamet son bulacak, göreceksin sürmeyecek.

7 Haziran 2012 Perşembe

Ben senı kana kana severken , sen acısını kanata kanata cıkarttın benden .

6 Haziran 2012 Çarşamba


Sokak lambasının aydınlattığı cılız bir ışık. 
Uykunun tutmadığı bir gece yine.
 Işığa bakarak hayal kurarsın.
Aklına bin bir türlü şey gelir ve sen aşk da karar kılarsın yine. 
Aklına o gelir, yaşadıklarınız, yaşayamadıklarınız ...
En çok da yaşayamadıklarınız nedense. 
Ona dair onca hayal varken gitmemeliydi. 
Hayal kurarsın, belki dersin. Belki ilerde olur, tekrar biz olabiliriz. 
Unuttuğun bir şeyler olur hep. 
Bu sefer unutma.
 Gerçek olmayacak şeyler düşündüğün zaman buna hayal dersin.
 Unutma çünkü canın yanar. 
Nereden mi biliyorum ? bende bekledim.

5 Haziran 2012 Salı

Dünya da imkansızlıklar üzerine kurulu bir düzen içinde yaşıyoruz. 
Mutlu olmak gibi, mutlu olamamak gibi ...